top of page

Hayattaki En Önemli Dersler

“Hayattaki bütün önemli dersleri anaokulunda öğrendim.” Bir gün Banner Davut’u Çekirdek anaokulundan alırken girişe bantlanmış şekilde buna benzer bir alıntı gördüm. Bu alıntı aklımın bir köşesinde yer etti.

Geçen hafta çocuklarımızın evdeki kitaplığından uzun, ciltli bir kitap çıkardım. R.J.' Palacio adlı yazarın “We're All Wonders” isimli kitabı. Birkaç yıl önce aynı yazarın aynı kitabının kısaltılmamış versiyonundan uyarlanan “Wonder” adlı filmi izlemiştik. Ben de Banner Davut'un gecelerinin bir çoğunda uyuduğu aynı odada, iki yanıma Nehir ve Cesur’u alarak bu kitabın çocuklar için olan versiyonunu oturup okudum.


Palacio, sadece bir gözü olduğu için diğer çocuklardan belirgin şekilde farklı olan Auggie adında bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Ben hikayeyi anlatırken, Nehir resimlere bakıp şaşırıyordu. Auggie kendisinin diğer çocuklardan farklı göründüğünü biliyordu. Diğer çocuklar onu işaret edip güldüklerinde ise Auggie’nin duyguları inciniyordu.


Kitabı okurken o kadar duygulanmıştım ki nutkum tutuldu ve şu son satırları zar zor okuyabildim:

"Görünüşümü değiştiremeyeceğimi biliyorum.

Ama belki, sadece belki…

…insanlar kendi bakış açılarını değiştirebilirler.

Eğer yaparlarsa, benim bir mucize olduğumu görecekler.

Ve onların da birer mucize olduğunu görecekler.

Hepimiz mucizeyiz!"


Ne kadar güzel ve öz. Ve de derin. Çocuklara kitap okurken duygulanmam, nutkumun tutulması benim için alışılmadık bir durum değil. Bana şaşkınlıkla baktıklarındaki o tatlı an. "Baba neden ağlıyor?" diye soruyorlar. Ağabeyleri cennete gittiğinden beri, yazarların kitaplarında aktardıkları dokunaklı mesajlara daha da duyarlıyım.


Bunların, derslerin en temellerinin, tüm dünyanın öğrenmesi ve yeniden öğrenmesi gereken dersler olduğunun ne kadar doğru olduğunu hissedebiliyorum. Irkçılıkla ve savaşla dolu bir dünyada, okul öncesi dönemimizde öğrenmiş olmamız gerekenleri uygulamaya koymakta bir hayli zorlanıyoruz gibi görünüyor.


Bu dönem Sosyal Girişimcilik dersi veriyorum. Bu ders, işletme bilgimi sosyal fayda ile birleştirme arzusuyla motive olarak, Banner Cennete gittikten sonra öğretmeye başladığım seçmeli bir ders. Dersin içeriğindeki bir konu da, dışlanmış veya ötekileştirilmiş insanlar için empati kurmak. Sosyal girişimci olmanın yarısı iş becerileriyse, diğer yarısı da dışlanmış, ötekileştirilmiş insan gruplarına ve onların karşılaştıkları sorunlara karşı empatinin ve anlayışının olmasıdır. Bu yüzden, bu kitabın sınıfla paylaşmaya değer olduğunu hissettim.


25 kadar öğrencimin sınıfın önünde toplanmasını sağladım. Yeniliği ve değişikliği takdir ederek ve isteyerek beni dinlemeye başladılar. Önlerindeki bir masaya oturdum ve kitabı okul öncesi öğretmeniymişim gibi onlara doğru açarak tuttum.


Kitabı bitirdim ama sonra sınıfımla Banner Cennete gittiğinden beri başkalarına karşı empati yeteneğimi nasıl geliştirdiğimi paylaşırken ve de duygular üzerine konuşurken duygusallaşarak gözlerim dolmaya başladı. Artık neredeyse herkesin zor bir süreçten geçtiğini biliyorum. Bir öğrencim “Ben de bir mucizeyim” dedi ve başkalarının göremediği ama onu her gün etkileyen bir rahatsızlığından bahsetti.


Öğrencilerime, onlara bir çocuk kitabı okumaktan utanmadığımı, çünkü sonuçta hayattaki en önemli derslerin anaokulunda öğrenildiğini söyledim.

81 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page